D Harfi ile Başlayan Atasözleri
D harfi ile başlayan atasözleri sözlüğü ve atasözlerinin anlamları.
- Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir.
- Dağ adamı, hasta eder sağ adamı.
- Dağ ardında olsun da yer altında olmasın.
- Dağ başı dumansız olmaz.
- Dağ başına harman yapma, savurursun yel için; önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için.
- Dağ başına kış gelir, insan başına iş gelir.
- Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz.
- Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
- Dağ dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.
- Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar.
- Dağ yürümezse derviş yürür.
- Dağda bağın var, yüreğinde dağın var.
- Dağda gez, bağda gez; insafı elden bırakma.
- Dağdaki kekliğin bini bir paraya.
- Dağları ıssız sanma, körleri gözsüz sanma.
- Damdan düşen, damdan düşenin halini anlar.
- Damlaya damlaya göl olur.
- Dan din desen oynar.
- Danışan dağı aşmış, danışmayan (-ın) yolu şaşmış.
- Danışan (zengin) dağlar aşar, danışmayan (olmayan) yolda şaşar.
- Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
- Davacın kadı olursa yardımcın Allah olur.
- Davetsiz gelen (giden) döşeksiz oturur.
- Davul (bile) dengi dengine çalar.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
- Dayak cennetten çıkmıştır.
- Dayak isteyen keçi çobanın değneğine vurur.
- Dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer.
- Değirmek iki taştan, muhabbet iki baştan.
- Değirmenden gelenden poğaça umarlar.
- Değirmene gelen nöbet bekler.
- Değme bana, değmeyim sana.
- Değme (dokunma) sarhoşa, yıkılana kadar gitsin.
- Deli arlanmaz soyu arlanır.
- Deli deli akanı, bura bura tıkarlar.
- Deli deliden hoşlanır, iman ölüden.
- Deli deliyi görünce değneğini saklar.
- Deli ile çıkma yola, başına getirir (gelir türlü) bela.
- Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş.
- Deli kıza cilve yap demişler, oda gitmiş osurmuş.
- Deliden al uslu haberi.
- Delikli taş (boncuk) yerde kalmaz.
- Delilsiz cennete bile girilmez.
- Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış.
- Deliye hergün bayram.
- Deliye taş atma, başını yarar.
- Demir nemden, insan gamdan çürür (duvarı nem, insanı gam yıkar).
- Demir tavında dövülür.
- Demir yumuşamaz, deli uslanmaz.
- Demircinin canı demirden berk gerek.
- Denenmişi denemek ahmaklıktır.
- Deniz bal olmuş, fukara kaşık bulamamış.
- Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz.
- Deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız.
- Deniz kenarında dalga eksik olmaz.
- Denizdeki balığın pazarlığı olmaz.
- Denize düşen yılana sarılır.
- Densiz, deveye binmiş de ''Ben Allah'ı gördüm.'' demiş.
- Derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen.
- Derdini söylemeyen derman bulamaz.
- Derede tarla sel için, tepede harman yel için.
- Dereyi görmeden paçayı sıvama.
- Derin su yavaş akar.
- Dert ağlatır, aşk söyletir.
- Dert çekene göredir.
- Dert gezmiş, derman beraber gezmiş.
- Dert gider ama yeri boş kalmaz.
- Dertsiz baş (kul) olmaz.
- Dertsiz baş mezara taş.
- Dertsiz baş terkide gerek.
- Dervişin fikri neyse, zikride o olur.
- Deryanın suyu, hanımın huyu.
- Destursuz bağa girilmez (gireni sopa ile kovarlar).
- Deve bir akçeye, deve bin akçeye.
- Deve boynuz ararken kulaktan olmuş.
- Deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder.
- Deve, deve yerine çöker.
- Deve Kabe'ye gitmekle hacı olmaz.
- Deve kırk yılda intikam almış; ''Amma da çabuk oldu,'' demiş.
- Deve taze yaprak yemek isterse boynunu uzatır.
- Deveci ile dostluk eden kapısını büyük açmalıdır.
- Deveden büyük fil var.
- Devenin derisi eşeğe yük olur.
- Deveye bindikten sonra çalı arkasına gizlenilmez.
- Deveye ''Boynun neden eğri?'' diye sormuşlar; ''Nerem doğru ki!'' demiş.
- Deveye burç gerek olursa boynunu uzatır.
- Deveye cilve yap demişler, götüyle dağları devirmiş (yedi çadır devirmiş).
- Deveye ''İnişi mi seversin, yokuşu mu?'' demişler, ''Düz yere mi (Düze kıran mı) girdi?'' demiş.
- Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
- Devlet adama ayağıyla gelmez.
- Devlet malı balık kılçığıdır, yutulmaz.
- Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen.
- Devletin (devlet) malı deniz, yemeyen domuz (keriz).
- Devletli, gözü perdeli olur.
- Devletli ile deli bildiğini işler.
- Devletli (zengin) yanını kaşısa, yoksul para verecek sanır.
- Devletliye dokun geç, fukaradan sakın geç.
- Dibi görünmeyen suya girme.
- Diken battığı yerden çıkar.
- Dikensiz gül olmaz.
- Dil dile değmeden dil öğrenilmez.
- Dil epsem (olsa); baş esen (olur).
- Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur.
- Dile gelen ele gelir.
- Dilenci bir olsa şekerle beslenir.
- Dilencinin torbası dolmaz.
- Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda.
- Dilenciye hıyar vermişler, eğri diye beğenmemiş.
- Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim.
- Dilin cismi küçük, cürümü büyük.
- Dilin kemiği yok.
- Dilsizin dilinden anası anlar.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa
- Dinsizin hakkından imansız gelir.
- Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmez.
- Doğmadık çocuğa kaftan (don) biçilmez.
- Doğru söyleyeni (konuşanı) dokuz köyden kovarlar.
- Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.
- Doğru söyleyenin tepesi delik olur.
- Doğru söz (ağıdan) acıdır.
- Doğru söz yemin istemez.
- Doğru söze ne denir!..
- Doğruluk dost (hak) kapısı.
- Doğruluk minarede kalmış, onun da içi eğri.
- Doğrunun yardımcısı Allah'tır.
- Doğuran avrat Azrail'i yenmiş.
- Dokuz at bir kazığa bağlanmaz.
- Dolu küpün sesi çıkmaz.
- Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz.
- Domuzdan toklu olmaz.
- Domuzun kuyruğunu kes yine domuz.
- Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer.
- Dört atanın dördü de hak.
- Dost acı söyler.
- Dost ağlatır, düşman güldürür.
- Dost başa bakar, düşman ayağa.
- Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur.
- Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.
- Dost dostun eğerlenmiş atıdır.
- Dost için ölmeli, düşman için dirilmeli.
- Dost ile ye, iç; alışveriş etme.
- Dost kara günde belli olur.
- Dostluk başka, alışveriş başka.
- Dostluk kantarla, hesap alışverişle.
- Dostun attığı taş baş yarmaz.
- Düğün aşıyla dost ağırlanmaz.
- Düğün el ile, harman yel ile (olur).
- Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya.
- Düğünde Fatmacığı kim bilir (Fatmacığın adı mı okunur)?
- Düğünü okuyucu boklar.
- Dumansız baca, kahırsız koca olmaz.
- Dün öleni dün gömerler.
- Dünya bir, işin bin.
- Dünya büyük olsa da (aslında) dardır.
- Dünya dört kulplu bir kazan, bir kulpundan tut da kazan.
- Dünya iki kapılı handır.
- Dünya malı dünyada kalır.
- Dünya ölümlü, gün akşamlı.
- Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamış.
- Dünya tükenir, yalan tükenmez.
- Dünyada tasasız baş bostan korkuluğuna benzer.
- Dünyanın ucu uzundur.
- Dünyayı su bassa ördeğe vız gelir.
- Dünyayı umutla yemişler.
- Düş uykudan sonra gelir.
- Düşenin dostu olmaz, hele bir yol düşte gör.
- Düşman düşmana rahmet (gazel, yasin) okumaz.
- Düşmanın karınca ise de hor bakma.
- Düşmanına gücenip dostuna darılma (kızma).
- Düşmez, kalkmaz bir Allah.
- Düştünse toprağa sarıl.
- Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi.
- Düt demeye dudak gerek.
- Dut kurusu ile yâr sevilmez.
- Dut yaprağı döktü, soyun; döktü giyin.
- Duvarın kulağı var gözünü de unutma.
Rastgele Seçilmiş Atasözleri ve Anlamları
- Dünya dört kulplu bir kazan, bir kulpundan tut da kazan.
- Doğuran avrat Azrail'i yenmiş.
- Dünya iki kapılı handır.
- Dert çekene göredir.
- Duvarın kulağı var gözünü de unutma.
- Devletli (zengin) yanını kaşısa, yoksul para verecek sanır.
- Doğrunun yardımcısı Allah'tır.
- Doğru söz yemin istemez.
- Düğünü okuyucu boklar.
- Doğmadık çocuğa kaftan (don) biçilmez.